KONU: SANAL KAZANÇ, FUTBOLCU YETİŞTİRMEK YERİNE SKOR İÇİN YOK OLAN YETENEKLER, ŞAMPİYONLUK VE BİRİNCİLİK EGOSU İLE KANDIRILAN GENÇLER.

ÜLKEMİZDE FUTBOL NEDEN YETERİNCE GELİŞMİYOR? ÜLKEMİZ FUTBOLUN TEKELİ NEDEN SIRF ZENGİNLERDE? NEDEN YABANCI HAYRANLIĞI?

(1. BÖLÜM) : YETERİNCE GELİŞEMEYEN AMATÖR FUTBOL Hiç merak etmiyor musunuz? Bu ülkede gerçekten kaç tane genç, futbolcu olmak için hayal ediyor, devamında çalışıyor ayaklarını kırıyor, çapraz bağlarını kopartıyor, tendonları daha 15-16-17 yaşlarında deformasyona uğruyorlar. Ellerini kollarını kırıyorlar düşüyorlar, kafalarını kaşlarını ayak parmaklarını zedeliyorlar, hayâlarına tekme darbesi dahi alıyorlar. Evet, hayal ediyorlar bir yere kadar gelince 2004 doğumlu oldukları halde, hatta fırtına gibi 19-20-21, asıl gelişmesi gereken yaşlarında sen geç kalmışsın deniliyor. Daha bu yaşta dahi yok olmuş deforme olmuş sayılıyorlar. Bu yok oluşa başkaldıran bir futbolcu adayı bir şekilde bir başkana ulaşıyor. Yol çare yetenek keşfi istiyor denenmek yok olmamak için ulaşıyor. Bu örnek koskoca bir kulüp başkanı dahi futbolun F, sinden dahi anlamayan sadece zengin diye kulüp başkanı olan ve en üst seviyede bir kulübün başkanı bu örnek başkan, bu futbolcuyu tanımak için fotosunu görüp karar verebiliyor. Yazık ki ne yazık, sanki koyun seçiyorlar, sanki mal seçiyorlar emin olun ki neler var neler? Tamda burada vallahide billahi de gerçekten ne sporcu seçmesini ne de gerçekten futbolcu olur mu? Olmaz mı? Çokları asıl seçmeleri doğru ve adil seçmeyi dahi beceremiyorlar. Yalandan amatör liglerde yetenek avcısı ayağına 5-10 DK izliyor havasındalar. Belki ayağında o an bir travma var, belki de bu oyuncunun kramponu vurduğu bir maçta izliyordur, konuşmak bir yana kendince yetersiz görebiliyor ve ağabeylerine yanlış ve olmadık bilimden uzak bilgi verebiliyor. Torpili olanlar ise direkt belli yetkili aracılığı ile seçmelere hatta kadroya dahi alınabiliyor. Bu konunun nerede başladığını anlatmadan evvel şu yukarıda dediğim ayaklarını kırıyor, çapraz bağlarını kopartıyor, tendonları daha 15-16-17 yaşında deforme oluyorlar, ellerini kollarını kırıyorlar düşüyorlar, kafalarını kaşlarını ayak parmaklarını zedeliyorlar hayal ediyorlar demiştim ya. Evet, asıl bunları bu evlatlarımız isteyerek yapmıyorlar. Asıl bu durumun sorumluları kendi egoları için kendi çıkarları için bu durumları bazı kişiler yaptırıyorlar. İnanın o evlatlarımızın öncelikli olarak birinci ya da şampiyon olmaya hiçte ihtiyaçları yok. Bu evlatlarımızın gerçekten yetişmeye, iyi bir eğitim almaya çok iyi bir şekilde yetişmeye ihtiyaçları varken, bu tür insanlar kendi egoları ve kendi kazançları ve kendi kibirleri için yaptırıyorlar. Kısaca o kadar zararın çoklarını bu sanal kazanç ve kibir için kazanç ya da bencil arzuları için asıl sorumlular o evlatlarımız değillerdir. Asıl sorumlular bu tür bazı antrenörler, bazı kulüp başkanları ve bazı idareciler teknik direktör ya da hocayım diyerek gezinen asosyal kendi evlatlarını dahi yetiştirmekten aciz bazı spor ve futbol adamıyım diye gezinen bazı insanlardır. Konunun sadece amatörle ya da profesyonellikle hiçte öncelikli alakası yok. KONU SADECE YETİŞTİRMEKLE YETERİNCE EĞİTİM VE ÖĞRETİM VERİLEMEMESİ İLE ALAKASI VARKEN, Konu evlatlarımıza sahip olunamaması ile alakası varken ve konunun en can alıcı tarafı, bu konu çıkarla, evlatlarımızı kullanmakla, işlerine gelmeyince yok saymakla, kullanıp atınca da yabancı yani ithal futbolcudan daha çok çıkar elde etmekle alakası olduğu gerçeğidir.

ANLAMLI BİR SÖZ: Kendini yetiştiremeyen ne yazık ki başkasını en önemlisi benim evladımı kesinlikle yetiştiremez. ü.d

ANLAMLI BİR SÖZ: Hiçbir şeyi tamamen yapamayan az bir şeyi hiç yapamaz. ü.d

(2. BÖLÜM) : EVET, HİKÂYE SOKAKTA DEĞİL HALI SAHALARDA BAŞLIYOR. Çünkü sokak asıl eğitim ve öğretim yeri iken, sokaklardaki park alanları azalırken mecburen yeni ve modern anlam ile paralı ve çıkar dolu bir sektör doğarak yeni bir çıkar dolu eğitim şekli başladı. Bu konuyu daha önceden de yazsam da bu yazıya da katkı olsun diyerek farklı bir açıdan tekrar ediyorum.

ANTRENÖRLERİN ÇOĞU, HALI SAHALARDA KAZANÇ BEKLİYOR. Hatta ünlü futbolcular dahi halı sahalarda futbol okulları açarak okul demeye bin şahit, olumlu olumsuz örnekleri topluma sunmaya çalışıyorlar. Sırf isimleri var diyerek ne bir eğitim formülü ne de farklı bir eğitim anlayışı olmadan bir antrenör bularak son zamanların modası ( Franchise ) yani isim hakkı ile para tuzağı ile çocuklarımızı sert bir söylemle sömürüyorlar. Burada sırf kendi kurs yerini açarak gerçek tecrübelerini aktaran futbolcu ağabeylerimiz kardeşlerimizi tebrik ederek tenzih ederek bu konudaki asıl sorunun şu olduğuna inanıyorum. Profesyonel kulüpler ise sırf dernek gelirlerine katkı için futbol okullarına ( franchise ) isim hakkı ile tekellerine alıyorlar. Tamda burada bir soru soralım? Hangi okulunu, hangi yetiştirici antrenörünü ne kadar denetledin ki gelecek için hayal satıyorsun demekte bir aksi bahis görmüyorum.  Kulüp başka şehirde antrenörü Antalya da, futbol okulu hocası ise ilkokulda beden eğitim hocası ve tüm öğrencilerini kendi futbol okuluna yönlendiriyor, başka futbol okuluna giderse eksik puan vereceği korkusunu çocuklara aşılıyor. Şu anda da bu öğretmenin çok ama çok öğrencisi bulunuyor ve genel yalanlar başlıyor. Futbolun geleceği asıl yetenekleri seçerek onlara futbol tavsiye edilmesi gerekirken ( Tff nin yasal bir boşluğundan yararlanıp 11,12 taşlarında filiz lisansla bazı amatör kulüplere ile kendilerine bağlıyorlar, şöyle bir yalan ile reklam yapılıyor. Lisanslı futbolcu olma şansı. Sonuç her ay aylık kazanç artırarak evlatlarımızı benim bizim malımızsınız gibi çoğunlukla başka kulüplere dahi vermiyorlar. Çocuklarımızın ise biri birinden gelişim farkı bir yana, çoğu da ünlü kulüp forması giyinmek için bu sanal gelişimin kullanılan tarafı oluyorlar. Bu örnek evlatlarımız ise o kişileri en üstün, en yetenekli, en büyük kulüp havası ile görüp o kulüpten kolayca bir yere dahi gidemiyorlar. Yani yeni bir okul tecrübesi görmeden aynı futbol okulu ya da aynı kulüpte yok olup gidebiliyorlar. Tamda burada bir örnek verirsek çoğu da kendi kendilerini bazı yerel ve çoğunlukla TFF turnuva izni almadan, bazı turnuvalarda yenmek kazanmak sanal başarıyı zehir gibi evlatlarımıza kanalize ediyorlar. Telkinler ile Ronaldo, Neymar sın, Messi sin bu sanal benzetme sonucunda ise % 95 i kendilerini belli yaşa kadar çok yeterli ve başarılı görebiliyorlar. Oysa 100 bireyden, 5 yetenek, 1000, öğrenci yerine yetenekli fiziksel olsun mental olsun 50 gerçek yeteneğin üzerine eğilebilsek çok daha iyi sporcular ve futbolcular yetişecektir bu önemli gerçeği ne yazıkki çokları göz ardı ediyor. Bu konuya da acilen TFF nin el atması halı sahaların yetenek keşfi yapılan yeteneklere destek verilmesi önceliği ile ülkemiz futbol geleceği için yaşamsal bir gereksinme olarak görülmelidir diye düşünüyorum.

(3. BÖLÜM) : AMATÖRDEN ÇIKIŞ VE YETİŞTİRME TAZMİNATI GERÇEĞİ. Sistem şöyle yürüyor, bir çocuk sokakta başlayan spor ve futbol hayatı kendini dahi tanımadan halı sahalara, şanslı iseler profesyonel kulüplerin futbol okullarına girerek başlıyor. Futbol okulları derken emin olun amatör bir futbol okulu ile profesyonel futbol okulunun hiçte önemli bir farkı yok. Tek fark kursiyerin giyindiği forma buda biraz ego ve sanal beklentiden başkada bir şey değil. En büyük kandırmaca ve yalan ise daha halı sahada giyilen bu formada çocuklarımız o kulüpte oynadıklarını zannetmiş olmalarıdır. Modern ticaretin başka bir formülü de bu yöntem. Etrafa bir bakın en zengin iş adamları tesis kurunca 5-10 isim yapınca iyi yetiştiren bir kulüp zannediliyor. En somut örneği de son zamanlarda etrafımızda türeyen yabancı kulüp isimleriyle futbol okulları. Burada can alıcı bir soru mademki bunca profesyonel futbol okulları var ve de başarılılar neden yabancı futbol okulları kendilerini faklı göstererek reklam yapıp tombik ve kilolu ya da aslında futbola yatkın olmasalar dahi çoğunu futbol okullarına kabul ediyorlar ve hayal satıyorlar. Evet, modern ticaretin serbest piyasa ile kandırılması olarak görebiliriz vesselam. Amatörü bir yerde yerden yere vurmadan aslında amatör kulüplerde bile çok ama çok yetenekli oyuncular geliyor ne yazık ki yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı çoğu oyuncu bu sahipsiz arenada yok olup gidebiliyorlar.

Gelelim yetiştirme bedeli ve tazminat gerçeğine. Bir aile 11-12 yaşında dahi lisansa imza atarken neredeyse kolay kolay hiçbir aileye yetiştirme ve ileride profesyonel olur ise ne tür sorumlulukları var çoğuna söylenmiyor. Aile ya da küçük sporcu lisansı çok önemli bir değer gibi görüp ileride başlarına neler geleceği gerçeklerinden habersiz lisansa bağlanıp çoğunluklada o lisansı çıkartan futbol kulübünden başkaca bir yere kolayca gidemiyorlar. Gitmeye kalksa da çok ama çok para istiyorlar hatta çoğu da bu durumdan dolayı futbolu bırakmak zorunda kalıyorlar. Bir oyuncumuz özel eğitime gelerek 1,5 ay gibi süre çalıştık ve profesyonel düzeye çıkmaya çalıştığında yemin ediyorum gerçekten yeterli olmasına rağmen yetiştirme tazminat bedeli durumundan dolayı profesyonel olamadı ve en verimli çağında futbol 19 yaşında bıraktığını dile getirdi. Evet, neler daha neler, çıkar gruplarının her kapıyı kapladığı bilgi eksikliği görsel yetenek keşfi eksikliği o kadar etrafımızı kaplamış ki bu gün dahi futbolu bilmeyen temel kuralları say dediğimde dahi 30 yıllık hocayım diyen biri dahi sayamıyorsa fazlada bir şey demeye de gerek kalmıyor.

(4. BÖLÜM) : ÜLKEMİZ FUTBOLUN TEKELİ NEDEN SIRF ZENGİNLERDE? NEDEN YABANCI HAYRANLIĞI? Çok net bir şekilde ticaret olarak görülüyor da ondan. Sırf bir tesis kuruyor diye, sırf parası var diye ülkemizde yönetimlerde ve kulüp başkanlığı yapan o kadar çok insan var ki. Bu sektörün bir ticaret sektörü değil, eğitim ve öğretim sektörü olduğunu unutmuşçasına bakıyorlar ki yetiştirmek zor hazıra konarak ÜLKEMİZİ YABANCI FUTBOLCU TİCARETİNE DÖNÜŞTÜRÜYORLAR. Bir acı gerçekle bu konuyu tamamlamak istiyorum. Mademki Avrupa da başarısızsınız? Mademki ülkemiz, yabancı ülkeler sıralamasında çok geride, neden ülkemizin kendi liglerinde başarı aramıyorsun? Neden bizlere kendi evlatlarımızı izletmiyorsun da, adlarını dahi söyleyemediğimiz olmadık isimleri bizlere en üst liglerde izletiyorsunuz? Bu mu ülke futbol gelişimini sağlayacak yoksa 85 milyon ülke nüfusunda doğru yetenek keşfi yaparak Amatör altyapıları destekleyip de kendi öz evlatlarımıza sahip olmak mı ülkemiz futbolunu geliştirecek. Son zamanların temel hastalığı da bu? Üretememek? Yetiştirememek ve hazıra konmak. Evet, hazır yabancıları alıp hocalıkta yapmak çok kolay. Başına geç senin bir hocalık yapmana da gerek yok, zaten yetişen yabancı işini biliyor ve sen ise hocayım diyerek ahkâm kesiyorsun. Son zamanlarda bir modada bu kendini hoca zannetmek? Daha ülkemiz evlatlarını tanımadan başkasının lisansını kiralayıp ben hocayım diyerek yetişmiş yabancıların başında hocayım diyerek ahkâm kesmek. Evet, zor olan öncelikle tabandan ülke evlatlarımızı yetiştirebilmek olmalı diyerek tavsiye vermek istiyorum.

(5. BÖLÜM) : ASIL İŞİN REÇETESİ. Benim gibide ahkâm kesmek kolay, evet önüne gelen konuşuyor belki de benim içinde sadece konuşuyor diyebilirsiniz. AMA AHKÂM KESMİYORUM VE ELİMDE BİR PROJE VAR VE BU PROJE İNANIN ÜLKEMİZ SPOR VE FUTBOL EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR PROJESİ. 3 Tür kişisel profil aramaktan, 5 genel kuraldan, 4 türlü seçme yapılarak eğitim ve öğretime başlanıyor. Akıl ve bedene hükmeden bu eğitim ve öğretim ülkemiz kültürel ve sosyal yaşamsal değerlerine dayanıyor. Dünya futbol stil ya da eğitim ve öğretim sisteminin ülkemiz evlatlarına uyarlanması olarak hazırlanarak ciddi bir destek ile ülkemiz sporu ve futbol eğitim ve öğretimi için uygulanması bekleniyor.

SONUÇ OLARAK en üst düzey futbol kulüpleri yabancı kuralı ve yabancılara kapıları açarak aslında kendi ayaklarına sıkıyorlar. Şöyle açıklayayım örnek ( Beşiktaş olsun bu kulüp istesin ülkemizi tarayarak dünyanın en iyi şekilde yetişecek yeteneklerini seçerek yetiştirebilir ve bu oyunculardan liglerde birçok yıldız futbolcu çıkartabilecekken, şu anda en altta yer alan bir kulüp yetersiz alt yapısı ile yabancılara yer vererek bu takımı yerinde yenebiliyor ve daha başarılı görülebiliyorsa bunun asıl nedeni ülkemizin en iyi takımların futbolcu yetiştirmede yetersiz olmalarıdır vesselam. REÇETE Bu konu ile alakalıda birçok çalışma yaparak ülkemizde yabancıların yerine ülkemiz evlatlarımızı daha nasıl iyi yetiştirebiliriz? Hazırladığımı belirtmek istiyorum.

Not: Yukarıda hiçbir ÖZEL ismi kötülemeden genelleme yaparak eleştirisel bir yaklaşım yapmaya çalıştım. Ülkemizde işini görevini antrenör olarak olsun kulüp olsun, futbol okulu olsun yönetici olsun kulüp başkanı olsun bu olumsuz örneklerden muaf tutarak kendilerini tenzih ediyorum. Sözlerim ve açıklamalarım tamamen bir futbolcu velisi, bir baba, bir antrenör ve yerinde bir yönetici olarak kendi fikir ve düşüncelerimden kaynaklanmaktadır. Bu konuyu ele alarak ülkemiz spor ve ciddi bir branşı olan futbol konusunda elimden geldiğince ülkemize ve evlatlarımıza bir nebze katkı sağlamak olduğunu özenle bekitmek istiyorum.

İLETİŞİM: Çalışmalarım ve projelerim hakkında bilgi almak isteyenler olursa kişisel ( www.unalduran.com ) web sitemden ve kulüp ( www.genckramponlar.com ) web sitemizden 0543,3169466  – 0242,3169466 iletişim numaralarından ulaşabilir soru ve görüşünüzü bildirebilirsiniz.

En içten saygılarımla Ünal DURAN